Londrada Ege Mutfağı: Hovarda
Sertab Erener’in Aslolan Aşktır‘ı ya da Mavi Sakal’ın İki Yol kliplerini düşünelim. Her ne kadar bu klipler yurtdışından teknik ve ekip yardımıyla çekilmiş olsa da (misal İki Yol’un kamera arkasında Amerikalı yönetmen Charles Richards vardır) yarattıkları başat etkinin yerli klip sanatı üzerinde olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Emel Müftüoğlu’nun, Ruhun Duymaz albümünde yer alan Hovarda parçasının şarkı sözlerini ve video klibini sizlerle paylaşıyorum. “Abi şimdi diyelim kadın benim yanımda oturuyor, vol söylemezsen kalkar. Kalksa misal ortamda bir sürü orospu çocuğu oturuyor, onlar hele aran birileriyle bozuksa, belki adamın niyeti o değil ama gider oraya oturur diye düşünürsün, kalkmasın dersin.Hovarda casino giriş
Nezih Ünen’in Karnaval ve Çingene Yüreğim‘de grotesk ve karanlık şamataların içine düşeriz, Sibel Alaş’ın Adam‘ında canlanan heykeller ile aşk yaşarız. Hovarda klibi de bize dönemi için renkli, hatta karnavalesk bir coşkuyla sunulur. Klip hafif masalsı bir dünyadan çıktığı belli bir kenar mahalledeki sokak serserilerini ve onların kırmızı saçlı liderlerini (Emel) anlatmaktadır.
Yıllarca bu sektörde çok çeşitli kültür ve mutfaklarda iş yaptım, dolayısıyla bana çok yabancı değil. Eğer o kültürü biraz tanıyor ve seviyorsanız uygulayabilirsiniz, o kadar da zor olmaz. İlk restoranım İtalyan’dı mesela ve benim için İtalyan mutfağı Türk mutfağından daha kolay ve bilindik. Hep yeni şeyler, yeni kültürler, mutfaklar beni heyecanlandırıyor herhalde.
Hovarda Ne Demek, Ne Anlama Geli̇r? Hovarda Keli̇mesi̇ Tdk Anlami
Bir fashionable çağ Pinokyo’su (ve de Peter Pan’i) olduğu her halinden belli Emel’in büyüme ve cinsel kimliği ile ilgili verdiği karışık bir macerayı izleriz dört dakika boyunca. Klip meselenin cinsel kimlik kısmını olabildiğince karmaşık ama hissedilir yoğunlukta anlatmaya çalışmıştır, bu yüzden hikayeyi değilse de anlatılan konuyu bir şekilde yakalarız. Erkekliğin inşasında, gece hayatı ve eğlence kültürünün işlevini anlatıyor kitap. Kadın bedeni üzerinden ve parayla/harcamayla “kanıtlanan” bir erkeklik performansının zengin –ve acıklı- bir tasviriyle karşılaşıyoruz. Cömertlik jestleriyle, yakışıklı veya “belalı” imgesiyle ve türlü marifet sergileyerek gerçekleştirilen o performansı, yazar bir “erkeklik müzayedesine” de benzetiyor.
- Emel Müftüoğlu uzun bir aranın ardından ” Emel ile Yeniden ” albümüyle, 1990 yılından bu yana yaptığı albümlerde hit olmuş parçalarını bir araya getirdi.
- Sonra günümüze geliriz ve Hovarda klibi 2015’in sonlarına doğru Beykoz’da yeniden çekilir.
- Aslında mesele sadece yerel değil, dünyanın neresinde olursanız olun çocukluğunuz birilerine rant kapısı olmaya mahkum ediliyor.
- Sağlam bağlar üzerine kurulu bir mahalle hikâyesine misafir olduğunuzu unutmayın.
Ya da bir çeşit meydan okuma oluşu; İtalya’da İtalyan lokantası açmak ya da dünyanın en rekabetçi şehri Londra’da restoran grubu kurmak benim heyecanımı katlamıştır. Uç bir benzetme yaparsam 2016 Hovarda klibini Terminator Genisys gibi düşünün. O vakit de yıllar geçip tekrar dönüş yapmak istediğinizde uğrayacağınız durak yeni versiyon değil, o işin ilk ve en iyi yapıldığı yer olan orijinali olacak. Emel artık hikayenin odağı değil, yeni nesil sokak serserilerinin “ablası” gibi bir figür.
Annesinin ilk klibinde 10 yaşındayken oynayan Çağrı Müftüoğlu bu kez genç bir kız olarak izleyici karşısına çıkıyor… Seyreden dostlarının hepsinin çok beğendiği, Hollywood prodüksiyonu gibi olmuş dedikleri video klip, gece boyunca defalarca izlendi ve her seferinde uzun uzun alkışlandı… Deniz Akel tarafından çekilen “Hovarda” video klibi bu hafta yayınlanmaya başlayacak.. Sizce gerek yeme-içme gerekse tüm yaşam olanaklarıyla, Türkiye’de İstanbul’a rakip olacak şehirler var mı?
Hovarda Led Işıklı Mor Kelebek Buketi Sevgiliye Hediye Doğum Anneler Günü Yapay Çiçek Solmayan Anneye
Türkiye turizmde, bildiğimiz gibi dünyanın en büyük ülkelerinden biri; her sene bu giderek artıyor. Türkiye’ye gelen turist sayısında İstanbul’u Antalya takip ediyor. Ama bence İstanbul kadar yurtdışında bilinen başka bir köşemiz de Bodrum; yurtdışından Türkiye’ye gelen ve gelecek herkes Bodrum’dan ve oradaki yeme içme dünyasından bahsediyor. Hovarda isim ve mutfak olarak bir yerde Türk kökenlerinizi temsil ederken; Londra’daki diğer adreslerinizden Playa’da Güney Amerika, Frescobaldi ve Caffe Cinquanta’da ise İtalyan lezzetleri sunuluyor. Londra’da olmak, bu işi uluslararası bir ölçekte yapmak size nasıl bir motivasyon sağlıyor? Doğru, Hovarda Ege, Yosma Türk, Playa Güney Amerika, Frescobaldi ve Caffe Cinquanta da İtalyan mutfağını temsil ediyor.
Kendi sektörümüzden başka alanlara girmeyi düşünmedim, hep restoran-bar işi yaptım, bu sektörün de başka yan alanlarına kaymayı hiç düşünmedim, düşünmüyorum. Şimdi Emel Müftüoğlu’nun “Hovarda” şarkısını burada tartışmaya değer kılan şey nedir? Sezen Aksu’nun beste ve söz yazarlığını yaptığı 1995 tarihli Hovarda, yerli klip tarihimizin ilginç bir özgünlüğe sahip günlerinin önemli eserlerindendi. Doksanların ilk yarısındaki klip dünyası ülkemizde o dönemin sinemacılarının sanat yönetmenliğini geliştirebildikleri yegane üretken alandı.
Hovarda
Küçük bir şey gibi gözüken bu öğeler toplandıkça üzüntüyü uç bir noktaya taşıyor. Lâkin önemli olan, hatalarının üzerine sünger çekerek hayatı, acısıyla tatlısıyla yaşayabilmektir. “Bu noktada kimsenin size söylediklerini dinlemeyin çünkü measurement yardımcı olacak herhangi bir şey söylemeleri pek mümkün değildir.”
İşin müzikal kısmına çok girmeyeceğim çünkü terminolojiye hakim değilim, ancak yeni Hovarda düzenlemesinin gereksiz ve patlayan ritimlerle katledildiğini daha ilk saniyelerden farkedebiliyoruz. Benim derdim olan klibin estetiğinde ise ilginç bir durum söz konusu. Deniz Akel’in yönettiği yeni klip belli ki orijinalinin gönülleri fetheden özelliklerinin farkındalığıyla tasarlanmış bir iş. İlk klipteki masalsı ve karnavalesk doku alınıp dozu daha da yükseltilmiş. Ortada hikayeden yana çok bir şey kalmamış, daha çok fantastik öğeler vasat bir yemeği bol baharatla süsleme görevi üstlenmiş. Doksanların kliplerinde güçlü bir atmosfer çabası hep kendini göstermiştir, hatta nitelikli yerli fantastik sinema açlığımızı bir tek bu klipler kapatmıştır diyebiliriz.
Eski klipteki oyuncuların sırayla boy göstermesi ile klip şenleniyor, nostaljiden besleniliyor. Klibin güzel bulduğum kısmı ise ilk klipteki hikayelerin eski bir kitap aracılığıyla yeni nesile aktarılması, böylece geçmişin efsaneleri ile günümüz arasında bir bağ kurulması (ya da öyle bir imaja sığınılması). Yemeiçme ve eğlence sektörleri sizce burada nasıl evrildi, şu an müşterinin zevk kriterlerini sizce neler belirliyor? 23 yıl İstanbul’da yeme içme ile uğraştım, şu anda İstanbul ne yazık ki Türkiye’nin ekonomisi ile doğru orantılı olarak aşağıya doğru bir ivmeyle ilerliyor.
Söze sert başlamak biraz birikmişlikten ötürü, yoksa geçtiğimiz günlerde yeni versiyonu seyirci karşısına çıkarılan Hovarda klibi üzüntü verici olmasına rağmen çok da kötü bir iş değil. Ancak bazı sanatçılar kendilerine özgün ve kalıcı bir kimlik kazandıran eserlerini tekrardan ısıtıp sunduğunda insanın ister istemez içi sıkılıyor. Yeni klipte Tamer Karadağlı ve Ercan Saatçi’yi görmek zorunda mıydık? Haydi o kısmı bir şekilde anlıyoruz, neden klipte Ali Ağaoğlu’nun 34 AGA sixteen plakalı arabasını görüyoruz? Yönetmen Deniz Akel Önce Vatan gazetesine yaptığı açıklamada Ali Ağaoğlu’na özel teşekkürlerini sunmakta. Peki ben çocukluğumun en saf ve temiz hislerini arada geri dönüp dinlediğim bu şarkısında Ağaoğlu ile kesişmek zorunda mıyım?
Aynı gazete haberinde verilen bir diğer bilgi de Hovarda’nın önümüzdeki yıllarda bir sinema filmine dönüştürüleceği yönünde. Hollywood’un çocukluğumuzun çizgifilmlerini hatta bir hikaye dahi barındırmayan arcade oyunlarını sinemaya uyarlama adı altında sömürdüğü günlerde bizde de eski pop şarkılarının böyle bir çaba için kullanılmasına şaşırmak kolay değil. Yazının başına geliyorum ister istemez, çocukluğumuzdan rant sağlamak artık yeni moda, hatta yapımcılar için yeni zorunluluk olmuş durumda. Aslında mesele sadece yerel değil, dünyanın neresinde olursanız olun çocukluğunuz birilerine rant kapısı olmaya mahkum ediliyor.
Garsonların, fedailerin yanı sıra konsomatrislerin dünyası da yansıyor çalışmaya. Onların bu erkeklik inşasındaki rolleri yanında, kendi stratejileri var. Glutensiz beslenmeden vejetaryenliğe farklı adetler, alışkanlıklar gün yüzüne çıktı. Bu akımları ve değişken diğer parametreleri göz önüne aldığınızda, sizce bu işte başarılı olmanın yolu nereden geçiyor? Ortaya diğerlerine rakip olacak yeni ve güçlü bir klasik mekan çıkarmanın, hem de güncel olmanın sırrı nedir? Bir çok kriter var ama bence birincisi diğer kültürlere çok açık olup, seyahat edip, ev ödevini çok iyi yapıp araştırmacı olmak.
Umarım yakın zamanda sektör tekrar kendine gelir ve yine çok güzel mekanlar, konseptler görürüz İstanbul’da. Müzik ve parti odaklı farklı etkinlikler de düzenliyorsunuz, Londra’ya nasıl bir eğlence deneyimi getiriyor burası? Performans sergileyecek isimleri keşfetmek için nasıl bir yol izliyor, nasıl karar kılıyorsunuz? Hovarda, eğlence ve yeme içme için Londra’da bir alternatif destinasyon haline geldi. Daha önce bu bölgede bu tarz mutfak ve dekorda, kimse bizim müzik tarzımızı yapmıyordu. Biz belli bir tarzda müzik anlayışı, dünya görüşü ve ilişkileri olan DJ’leri ve performansları tercih ediyoruz.
Eğer lokasyonundan çalışan seçimine, konsept uygunluğundan mutfağa ve yeni trendlere, çok dikkatli olunup, iyi bir araştırma yapılırsa başarılı olmamak elde değil. İstanbul’a git gel yapmaya devam ediyorsunuz, sizce dünya metropollerine kıyasla hâlâ eksik olan adres ve seçenekler var mı? Restoran-bar sektöründe İstanbul’u Londra ile kıyaslamak mümkün değil henüz. Londra’da bu sektör yıllardır çok ciddiye alınmış bir şekilde ilerliyor, Türkiye bu konuda yolun ortasında bile değil bence hâlâ. Ama mutfağımız çok renkli ve geniş; İstanbul’da özellikle kendi mutfağımız ile yapılacak daha çok şey var.
Kadın bunu bilir, garson senin aran kiminle bozuk bunu bilir, zaten garson dediğin adam orospu çocuğunun önde gideni, bir dönüm içinde kırk tazı yakalayamaz. Hovarda’dayız, buraya gelen Londralılar nasıl bir Türk mutfağıyla karşılaşıyorlar? Hovarda’ya tam bir Türk mutfağı demek yanlış olur; Ege mutfağı tanımını kullanıyoruz, buradaki menü Türk ve Yunan tabaklarından veya yöreye ait malzemelerle yapılan yeni tarzda yaratılmış lezzetlerden oluşuyor. Mahallede ‘Muhteşem Dörtlü’ diye bilinen delikanlılar… Her birinin keyifli, sıcacık hikayesi ve gönüllerinde yeşeren sevdalarının nakış nakış işlenmesine şahit olacaksınız. Sağlam bağlar üzerine kurulu bir mahalle hikâyesine misafir olduğunuzu unutmayın. Kah hüzne gömülür yürekler kah sevinçle ışıl ışıl parıldar gözler.
Abdullah Oğuz’un yönettiği Hovarda klibinin o yıllarda büyük ilgi topladığı,hatta MTV’nin düzenlediği ve çeşitli Avrupa ülkelerinin yarıştığı Euro Video Grand Prix organizasyonunda ödül aldığı da bolca dile gelen şeylerdendir. Emel Müftüoğlu aradan geçen yirmi senede yaptığı diğer işlere rağmen akıllarda hep Hovarda ile kalır. Emel Müftüoğlu uzun bir aranın ardından ” Emel ile Yeniden ” albümüyle, 1990 yılından bu yana yaptığı albümlerde hit olmuş parçalarını bir araya getirdi. Sonra günümüze geliriz ve Hovarda klibi 2015’in sonlarına doğru Beykoz’da yeniden çekilir.